Eğitimde ‘Tıp Fakültesi Modeli’
Çoğunuzun bildiği üzere uzun yıllar Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliğinde okudum 🙂 Hobimden dolayı farklı bölümlerden onlarca arkadaşım ve tanıdığım hocalarım oldu. Özellikle bu hobiden dolayı Sıhhiye yerleşkesinde yani Tıp Fakültesi ve diğer sağlıkla ilgili fakültelerin yer aldığı yerleşkede oldukça zaman geçirdim. Ee tabii bu zaman zarfında bazı gözlemler yapma fırsatım olmuştu. Özellikle Tıp Fakültesinde…
Bildiğiniz üzere Tıp Fakültesi ; bir eğitim hastanesi, eğitim verirken aynı zamanda alanlarında çalışan öğretim kadrosu ve araştırma laboratuvarlarına sahiptir. Böyle olunca hem hastalara iyi bir sağlık hizmeti hem de öğrencilere iyi bir eğitim sağlanmakta.
Benim gördüğüm kadarıyla öğrenciler eğitim hayatları boyunca her gün derslerine giderken faal bir hastanenin içinden geçerler ve zamanlarının büyük kısmını dersliklerde, kütüphanelerde, eğitim hastanesinde yada hastaneye bağlantılı kliniklerde geçirirler. Diğer yandan ise eğitimlerini, öğrettikleri bilgileri günlük işleri olarak uygulayan alanlarında uzman hocalardan almaktadırlar. Direk mentor, koç her ne derseniz artık… Ve tabii uygulamalı araştırma programları ile sürekli olarak yüzleşmektedirler.
Tıp Fakültesi modelinde soru sormaya yönelik eğilim o kadar kuvvetlidir ki fikirlerin oluşmasını engellemek için çok uğraşmanız gerekebilir. Diğer yandan ise bu öğrenciler sadece bu şekilde geçerli tedavi yöntemlerini uygulayan insanlardan ders almakla kalmıyor aynı zamanda hekimliğin geleceğini düşünmek üzere eğitim görmüş insanlar ile birlikte çalışıyorlar. Bu öğrenciler ülkenin en parlak kişileri oluveriyor.
Düşünün ki bu modelin Mühendislik Fakültesine, İşletme Fakültesine yada diğer fakültelere ve meslek teknik yüksek okullarına uygulandığını. Her alandaki mezunlar en az doktorlar kadar kalifiyeli olacak ve ülke tüketen değil, üreten bir ülke olacak. Benim böylesi bir hayalim var. Sence yapılamaz mı ?
Buralarda Paylaş
Yorum gönder