Yaşadığımız Evimiz – Dünya

Yaşadığımız Evimiz – Dünya

Son dönemlerde yaşanan olaylar bize, Dünya’nın 175 milyon yıl önceki Pangea gibi sanki tek bir kıta olduğunu gösteriyor. Yani tüm insanlık aslında aynı gemide ve bu gemi her geçen gün su alıyor.

İklim bilimcileri tarafından yapılan ve iklim reformunu savunan çoğu insanın üzerinde uzlaştığı tahminleri özetlemek istiyorum. Ancak bazı uzmanlar daha kasvetli şeylerde belirttiği ifade edeyim. Dünya’nın her geçen gün ısındığını sanırım herkes biliyor. Peki bunu her 1 derecelik artışla neler olacağını ifade edersek bakın karşımıza neler çıkıyor;

1 derecelik artışla eriyen buzullar, kademeli olarak yükselen deniz seviyeleri ve nehirlerin, su kaynaklarının kuruması nedeniyle yoksul ülkelerde su kıtlığı ile karşı karşıya kalacağız. Kötüleşen bir yok olma olayı, donmuş toprak erimesi ve göllerin boşalması. Artan kasırga aktivitesi, mercan resiflerinin ölümü ve birçok Pasifik adasının varlığı için bir tehdit.

2 derecede, gelişmekte olan ülkelerdeki kalabalık kıyı kentleri ve bölgeleri için ciddi bir tehdit olacaktır. Kuraklıklar daha da kötüleşecek, 1930’lardan kalma toz çanağı ABD’ye daha sık geri dönme tehdidinde bulunacak. Sıcak hava dalgaları ölüm, orman yangını ve ürün kayıplarını arttıracaktır. Ve metan, ısınmayı potansiyel olarak daha da ileriye gidip tundrayı yok ederek serbest bırakılacak. Hindistan bölgeleri ve Bangladeş’in çoğunluğu, yükselen deniz seviyeleri ve kitlesel göç yaratan daha sık musonlarla felce uğrayacaklar. Gıda fiyatları fırlayacak ve isyanların sıklığı, sosyopolitik istikrarsızlığı artıracak.

3 derecede, Dünya çöllerinin genişlediğini göreceğiz. Dünyanın ekilebilir ekili arazisinin çok büyük bir miktarı küçülecek ve bu da daha fazla kitlesel göçe yol açacaktır. Su kıtlığı Ganj Vadileri ve Mekong Nehirleri’nin yoğun nüfusuna çarpacak. Amazon felaketle kuruyacak, Avustralya’dan Orta Amerika’ya subtropikal bölgeler ciddi su sıkıntısı yaşayacak. Bu zamana kadar tahminen 500 milyon küresel iklim mültecisi olabilir. Mevcut mülteci krizini Türkiye olarak çok iyi biliyoruz, bu sebeple sayıya dikkat edin.

4 derecede, tarım daha fazla ürünü yetiştirmek için çok soğuk olan arazilerin aslında çok çeşitli şeyleri yetiştirebileceği Kanada ve Rusya gibi yerler hariç her yerde filtrelemeye başlayacak. Akdeniz’in büyük kısmı artan çölleşme yaşamaya başlayacak. Sibirya gölleri, daha fazla karbon ve metan kabarcıklarını atmosfere salarak çözülmeye başlayacak ve ısınmayı daha da kötüleştirecektir. Bu noktada yükselen deniz seviyelerinin etkisi öngörülemez. Yavaş ya da çok hızlı olabilir, ancak buz tabakaları nihayetinde kıyı kısımlarını kendi gözlerimizle neredeyse hiç göremeyeceğimiz hale getirecektir. Şu anda Çin ve Hindistan’da milyonlarca insanın yaşadığı yerler ciddi bir sorunla burun buruna ve o nüfuslarla gidecekleri hiçbir yerleri yok.

5 derecede, Asya ve Afrika’da yavaş yavaş yeni çöller ortaya çıkmaya başlayacak. Dünya nüfusunu beslemek için ekilebilir tarım arazileri eksikliği, herhangi bir noktada kitlesel kıtlıklara maruz kalacakları ve bu daha önce gerçekleşmemişse çökecekleri anlamına gelecektir. Gelişen ülkeler giderek daha fazla nüfus, milyonlarca açlık, sosyopolitik istikrarsızlık tarafından ölme potansiyeli ile unutulmanın eşiğine gelecektir.

6 derecede, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki insanların büyük bir kısmı yerinden edilmesiyle düzenli bir su baskını olacaktır. Çin’in tarımsal üretiminin çölleşme nedeniyle gittikçe daha fazla çökmesi muhtemel hale geliyor. Kuzey Avrupa yaz sıcaklıkları mevcut Mısır seviyelerine ulaşabilir. Bu noktada, Kretase ve hatta Permiyen oranının kitlesel olarak yok olması gerçekleşecektir. Mevcut üretim ve tüketim biçimleri bu yönde giderse görünen o ki 6 derece iklim değişikliği ile karşı karşıya kalacağımız düzeydeyiz.

Bu 6 rakamı gibi insanlık olarak daha öncesinde hiçbir etkimiz olmayan yok oluşlardan 6.sı bizim sayemizde olacak. Şayet her birey, her toplum, her ülke Dünyanın aslında sadece bize hizmet eden bir araç değil de yaşadığımız evimiz olduğunu anladığı taktirde bu yok oluşu değiştirebiliriz.

Zamanımızı telefonlarımız kadar aile ve arkadaşlarımızla değerlendirmek, gezegeni kurtarmak ve iyi bir yaşam için anahtar olabilir.

Kaynak: IPCC – The Intergovernmental Panel on Climate Change

Not: Elizabeth Kolbert’in Altıncı Yok Oluş kitabını okumanızı öneririm.

Ayrıca zamanınızı ayırıp çok sayıda çevresel ve sosyal sorun arasındaki bağlantıyı ortaya koyan ve bizi daha sürdürülebilir ve adil bir dünya yaratmaya çağıran aşağıdaki videoyu da seyretmenizi öneririm.

Buralarda Paylaş

Yorum gönder

You May Have Missed