Bu kelimeyi kendi kendime söylediğim ve zeka sadece beyinde var olan bir olgu mu diye sorguladığım günlerde , Annem bana Muhammed Bozdağ’ın “Sevgi Zekası” adlı neredeyse herkesin bir şekilde duyduğu ve okuduğu kitabı okumamı tavsiye etmişti. Bu kitabı biraz geç keşfetmemin verdiği üzüntüyle, mutlaka yaşamınıza farklı bir anlam katmak adına okumanızı öneririm. Şayet benim gibi geç kaldıysanız.
Bozdağ, “Sevgi Zekası, sevgi sebeplerini algılama becerisiyle başlar , sevginin dengelenmesiyle gelişir,sevgi ifadesinin geliştirilmesi ve sevgi besleme becerisiyle tamamlanır.” şeklinde bahseder. Baktığımızda sevgi sebepleri algılanıyordur ve seviyorsak da sebeplerini okuduğumuzdandır. Sevgi sebepleri bazen bilinçli algılanır,bazen bilinçsiz. Sevgi üreten anlamı algılarsak sevgimiz tetiklenir ve sebepler artıkça da sevgi gerçek anlamda yoğunlaşır. Bunu dengelemek içinde ise bir sevgide boğulmamak kalbi tüm değerlere,anlamlara,ihtiyaçlara açık olmalıyız. Bu demek değildir çiçekten çiçeğe uçmak…
Ama sevgiyi ifade ederken bu çiçeği kullanabiliriz. Çiçek ,koku ve görünümüyle kendini ifade ederken,insan; dili,bedeni ve davranışlarıyla bunu gerçekleştirir. Onun için dikkat edilmelidir ki cümlelere,vücut diline ve davranışlara. Yoksa ifade edemeden sevgimizde boğuluruz. Bunları sağlarken sevgiyi beslemeye devam etmemiz gerekecek. Bu da karşımızdakinin söylemlerine can kulağıyla dinlemek, düşünerek var olan her şey hakkında fikir sahibi olmaya çalışmak ve ne olursa olsun sevgi ve bunun arkasından gelecek güzellikler için minnet ve şükür duygusunun bizde var olması aslında sevgi konusunda bizi üstün zekalı yapacaktır.
Bugün bir farklılık yapın ve tek bir çiçeğe bakmak yerine tüm güneşin gördüğü çiçeklere bakmayı yani sevginizi her şeye atfederek gününüzü geçirmeyi deneyin. Zeka pırıltısını fark edeceksiniz…
Reklamlar